kaybolabildigim kalabaliklar olur, onlara kalabalik demem. zarif kabaliklar olur, hafifleten hani, onlara da kabalik demem. zoraki, samimiyetsiz, usul geregi kibarliklar olur, bunlari da sevmem.
habire gizli sakli izlendigim, kopek baligi disleri gibi yargi cumleleri isittigim yerde iki dakka durmam. gittigimi farketmek cok zaman alabilir bazen.
konsantre olmayi severim, dikkat etmeyi, emek vermeyi, can kulagiyla dinlemeyi, kollamayi... iyi yapmaya calisiyorum bunlari. gelisiguzel yasamayi da severim ama ozensiz degil.
kendi deneyimlerini, oznel, bireysel hayatini/yasamini genele yayan, onu genellestiren, genel de oyleymis ya da oyle olmaliymis gibi dusunen, bu dusundugunu kutsama derecesinde seven insanlari sevmem. yasamim onlari gecirmez, gecirgenligim onlari kapsamaz.
hirsi pacalarindan akanlari, sahip cikmayi sahiplenmek sananlari, sertlikleri benci-liklerinden kaynaklananlari da sevmem. ucundan kiyisindan girdikleri hayatlara hukmedercesine dalanlari gordugum yerde kovalarim.
yanimda, yakinimda ol, benim de olmama izin ver ama bodoslama olmayalim. bodoslama olduysak da kollamayi becerebilecek misin?
nicelige hic inanmadim, nitelikse kendini koruyabildigi, cogalabildigi, ciceklenebildigi surece var.
oyle bisi istiyorum ki, cozum cozum cozulebileyim, lime lime bile olayim. acisi, sancisi, sizisi bogrumde bicak donmus gibi olmasin. gucum yok, boyle bisiye guc toplayamam yeniden.
incecik camdan kurelerim var, onlari sana da teslim edebileyim. sen de et bana. yuk olsun diye degil, saklanmamak adina, saklanmaya ihtiyac duymamak adina. saklanmayi ogrenmek istemezdim hic. ogrendigimi bile neden sonra farkettim.
kalbimi yirttim ben, cok yaptim bunu. saklanmazsam agir gelirim. o kadar cok agir geldim ki...
agir gelmeyebilir miyim?
ne olursa olsun, hakiki bisi istiyorum. bangir bangir, guldur guldur!