kokler vardir bi batar bi cikarlar. kokler ve dallar ve cicekler ve meyveler ayri degildir her zaman.
topragi senlendiren olum degil, ona katilan yasamin zenginligidir. toprak simdi hic tasavvur edemeyecegi bir zenginlikle karsi karsiya. toprak ulus'u kaldirabilecek mi?
toprak bir deleuze daha kaldirabilecek mi? toprak simdi isteyerek zorunda kalmak durumunda.
...
ulus'un "yoklugu" -ve yoklugun tum anlamsizligiyla- oyle bir vuruyor ki zaman zaman. acik denizde yelkene saganak yemek gibi. tum rotayi sasirtan bir dusme hissi.
...
onun fiziki yoklugu bir daha asla bulunamayacak guvenin yitimi gibi.
guven de sacma, yokluk da sacma... ne soz koysam buraya sacma olacak.
su an yazamadiklarimi da bi ulus anlardi. anlamasi da baska olurdu onun. bi sohbet esnasinda "ulus, cok zor. bi uzuntu var, sar(s)madigi yerim kalmadi" derdim. bunu diyebilirdim belki ve yeterdi. yetmezdi. ama sozlerin zahiri katkisindan kacinmak icin yirtindigimi bilirdi o. soze devam edecek olsam zarifce sustururdu beni.
susamiyorum simdi. susuzlugumdan susamiyorum.
daha da yazarsam ulasirmisim gibi geliyor. yazmanin ula(s)ma gucune kanisim ne kadar surecek acaba.
simdi yazma, dusunme, okuma edimlerinin kocaman bir kismi icin eskisinden cok daha fazla guce ihtiyacim var. guc toparlamak icin ne yapmam gerektigini ise hic bilmiyorum.
eksildikce agirlasan bir hayat. eksilme cana kast gibi.
susuzlugun, nefessizligin haddi hesabi yok simdi.
Tuesday, July 17, 2007
Thursday, July 12, 2007
ulus gitti, ciceklerle uyusun
saganak mi siziydi, sizi mi saganakti bilemedim bu sabah. ulus'u yitirdigimizi ogrendim. evet hirpani bir adamdi o, hepimiz zaman zaman cok endiseleniyorduk ama bu cok "gercek"ti. bu sefer "resmen" gitmisti.
sozlerin icinden sozden siyrilmis bir adam,
un esprit...
simdi gene sozlerle ugrasmak gerek. yine sozlerle yalniz kaldik. yalniz kalmak bisi degil de, sozlu olmasi pek fena.
deleuze de yalniz kaldi simdi. simdi derken burada...
biz gene fikrim'e gideriz persembeleri, visneli vodka da iceriz. sana da nazdarovya deriz. illa ki duyarsin, visneli vodka tokusmasi bu. biraz rus biraz fransiz...
benim de brezilya'ya illa ki gitmem gerek simdi. sozlerini hic unutmazdik zaten.
hissedebiliyoruz evet :) sen de...
sozlerin icinden sozden siyrilmis bir adam,
un esprit...
simdi gene sozlerle ugrasmak gerek. yine sozlerle yalniz kaldik. yalniz kalmak bisi degil de, sozlu olmasi pek fena.
deleuze de yalniz kaldi simdi. simdi derken burada...
biz gene fikrim'e gideriz persembeleri, visneli vodka da iceriz. sana da nazdarovya deriz. illa ki duyarsin, visneli vodka tokusmasi bu. biraz rus biraz fransiz...
benim de brezilya'ya illa ki gitmem gerek simdi. sozlerini hic unutmazdik zaten.
hissedebiliyoruz evet :) sen de...
Thursday, July 5, 2007
aksa bir turlu akmasa baska...
"kelimeleri, daha once, oyle kotu yerlerde kullanmis oluyoruz ki, kirletir diye korkuyoruz duygularimiza dokunursa." demis oguz atay.
kelimesiz akabilirdik bi zamanlar. cok kalabalik degildik. ne kelimelere ne de kalabaliga hacet... yine olur mu acep?
durup bi sakinlesek
duru duru sakinlessek
iyot kokulu tenlerimiz olsa
tenlerde bi dursak oyle
kivrik kivrik
sonra kivrak kivrak da olur
kelimelere ne hacet
bir yeterince kalabalik zaten
iki deyince susmak gerek
susmayi da kivirmak
kivrak kivrak
gevrek gevrek
bardaciklar da cikmis
iyotla karisan incir agaci kokusu
yildizlar hep uzerimizde
comertce
kikirdasan bir turlu
kikirdamasan baska...
kelimesiz akabilirdik bi zamanlar. cok kalabalik degildik. ne kelimelere ne de kalabaliga hacet... yine olur mu acep?
durup bi sakinlesek
duru duru sakinlessek
iyot kokulu tenlerimiz olsa
tenlerde bi dursak oyle
kivrik kivrik
sonra kivrak kivrak da olur
kelimelere ne hacet
bir yeterince kalabalik zaten
iki deyince susmak gerek
susmayi da kivirmak
kivrak kivrak
gevrek gevrek
bardaciklar da cikmis
iyotla karisan incir agaci kokusu
yildizlar hep uzerimizde
comertce
kikirdasan bir turlu
kikirdamasan baska...
Tuesday, July 3, 2007
...
"it is not the consciousness of man that determines their being but, on the contrary, their social being that determines their consciousness." k. marx, 1845
Subscribe to:
Posts (Atom)